Az sonra caddeye çıktığında gülümsemesi hâlâ dudaklarındaydı. Bir an için yanından her geçenin, olmaya çalıştığı o insan olmadığını yüzüne söyleyecek sandı.
Limana yakın, denizci mahallesinde olmalıydım, bunu bayat balık kokusundan, çürümenin tatlımsı kokusundan hissediyordum, dev dalgaların kıyıya vurduğu yosunlar da böyle kokardı, bir de büyük bir fırtına gelip temiz hava estirinceye kadar her köşeye sinen pis kokulardan ve havalandırılmamış odalara özgü buğudan anlamıştım bunu. Bu belirsiz karanlık ve beklenmedik ıssızlık bana iyi gelmişti.