Her hayatta bir dönüm noktası vardır. Bu öyle muazzam, keskin ve belirgin bir andır ki insan şüphenin en ufak gölgesi olmaksızın hayatının bir daha asla aynı olmayacağını kesinlikle bilir.
Londra’nın neşeli hovardası Michael Stirling için bu dönüm noktası, Francesca Bridgerton’ı ilk kez gördüğü andır. Evet, kalbinin hiçbir zaman birine bağlanmasına müsaade etmeyen Michael ona bir kez bakmış ve âşık olmuştur.
Bununla birlikte karşılaşma vesileleri kuzeninin bu genç kadınla evlenecek olmasını kutlamak adına düzenlenen bir yemektir. Hayat işte böyle ironiktir...
Ancak bir süre sonra Francesca eşini kaybeder ve arkadaşı, sırdaşı olarak gördüğü Michael’ın desteğini bekler. Michael ona olan aşkından bahsetme cesaretini kendinde bulamaz... Ta ki genç kadın bir gece masumane bir şekilde kollarının arasına sığınana ve tutkunun en ahlaksız sırlardan bile güçlü olduğu kanıtlanana dek.