Peygamberin Son Beş Günü, sürekli bir bölünmenin öyküsü. Devrimci ozan Rahmi Sönmez, takma adıyla Peygamber, bir kış akşamı, Taksim Meydanı’nda, arkasından kimsenin gelmediğini bile bile, en önden gidiyormuş gibi bir duygu içinde yürür. Bu yürüyüş, bir bakıma onun bütün yaşamını özetler. Hep en önde olduğunu hep ileriye doğru gittiğini sanırken yaşamın dışına sürüklenir, gerisinde kalır. Hep çevresindekilerle kaynaşmak istemiş ama onlar kendisini şu ya da bu biçimde yarı yolda bırakmışlardır. Gerçek devrimci ozanlar arasına katılmasını sağlayacak “tabutluk”lar hayal edip durmuş ama evinde bir tür tutuklu yaşamı sürdürmüştür. Bir yarı bilinç içinde geçen son beş gününde ise, hayallerini gerçekleştirdiğini sanır ama yalnızca yıkılışlarını yaşar.