Bahara kavuşma sabrımız bize kupkuru dallarımızı sevdirebilmişti. Asıl sevmeyi başardığımız şey ise bahar telaşından bizi çekip alan ve kalbimizi köklerimize çeviren o eşsiz yaratıcıydı. Korkacaksak, köklerimizin çürümesinden korkmalıydık.
Gece ile gündüz, evrenin eşsiz ve kusursuz döngüsünü, hiçbir şeyin sabit olmadığını olmayacağını hepimize ısrarla anlatmaya çalışıyordu. Üstelik o en karanlık vakitler bedenleri, varlıkları, alemi tıpkı bir yorgan gibi sarıp sarmalıyor, koruyor, iyileştiriyordu.